Nasıl olur da meyhanefaresi’nde 2 senedir Koço’yu yazmam!?
Oysa “Moda’da nerede rakı-balık yapılır?” diye sorulduğunda ilk cevabım, en sevdiğim.
Yaklaşık 90 yıllık mazisine yaraşır bi’ tavrı var Koço’nun. Lüks olma telaşı yok, iddiadan uzak çizgisini bozmamak en büyük gayesi sanki. Read More
Nereid’de yaşadığımız hayal kırıklığı üzerine atıyoruz kendimizi buradan dışarı. Saat epey ilerledi, bu saatte nerede yer buluruz diye etrafa bakınırken Dolphin Restaurant’ı görüyoruz.
Kaldığımız yerde kahvaltıda bize eşlik eden Emine Hanım diyor ki: “Kaş’ta ne yazık ki çoğu yer deniz mutfağında donmuş ürünler kullanıyor.“ Ve devamında ekliyor: “Hepsi böyle değil tabii, mesela Dolphin Restaurant sabah 03:00’te çıkıp Fethiye’ye balık pazarına gidip oradan günlük taze balık alıp geliyor.”
Siz önceden başka restaurantlara rezervasyonlarınızı yaptırmışsınız fakat bir sonraki Kaş’a gelişinizde mutlaka gidip Dolphin’de balık deneyin.”
Çatana Balık, ne zamandır gitmeye niyetlenip, sonrasında Bostancı trafiğine girmeyi göze alamayıp gitmekten vazgeçtiğimiz balıkçı. Bugün gitme konusunda ısrarcıyız, yoldan dönmek yok, Çatana’ya gidilecek.
Komşum Vino. Lezzetli steak ve şaraplarıyla, evimin tam karşısında olmasına rağmen çok sık gitmediğimiz bu mekan, yakın zamanda harika bir dönüşüm geçirdi.
FeneryoluFenFHafta içi sakin bir akşam yemeği için eskiden Caddebostan barlar sokağındaki balıkçılar aklımıza gelirken, artık basma kalıp mezeleri ve şaşırtıcı olmayan lezzetleri yüzünden eve yakın diğer alternatifleri değerlendiriyoruz. Read More
Heyecanlıyız. Gecemizi gündüzümüze kattığımız günler yaşıyoruz. Bu koşturmacaya bir ara verip soluk alalım istiyoruz bu hafta sonu. “Aslında yakınlarda bir yere gitsek de bir gece de kalsak mı? Biraz uzaklaşıp yeşil yerlerde dolaşıp nefes alırız.” diyoruz. Fakat nereye gidebiliriz? “Ada, Ağva, Sapanca? “Yo hayır, çok daha yakın bir yere gidebiliriz, Dragos!” diyorum.
Buraya ilk gelişimiz 2015 Nisan:
23 Nisan tatilinde Alaçatı’da 2 gece geçirdikten sonra “Urla’yı mı görsek acaba ben daha önce hiç görmedim” diyip, atlayıp geliyoruz. Önce arabayla sokakları dolaşıyoruz, keşif yapıyoruz. …
Read More
Buraya ilk gelişim seneler önce canım sıkkınken dostum Savaş’ın “hadi seni yemeğe çıkarıyorum, iki kadeh içelim dertleşelim” dediği zamandı. Savaş beni yukarıda bekliyordu, Merdivenleri tırmandım yukarı çıktım. Yazdı, işten çıkınca havanın karanlık olmadığı kısıtlı günlerdendi. Kuruçeşme parkı ve boğazın yanında, masayı donatıp uzun uzun sohbet etmiştik.
İşte burası benim yerim. Levent’in göbeğinde çalışan ve her gün koşarak Kadıköy’e adım atmak isteyen ben için Cibalıkapı, İstanbul’un baş döndüren hızından kaçmak için korunaklı bir kale..
Tarihi Moda iskelesine inerken sol tarafta, merdivenlerden inip girdiğin sarmaşıklar altında, iddiadan uzak salaş bir balıkçı. Ama benim için güzel tarafı balık restaurant’ınından çok, kaliteli bir meyhaneye benziyor oluşu. Read More
Son Yorumlar